SUSKUNUM
Suskunum.Hem de buruk buruk bir suskunluk benimkisi.Bu konuşmaya fırsatlar olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığım şeylerin, alışa gelmiş olan benliğimden uzaklaştırması benim korkum. Ne ben ne de bu koltuğum cesaret edemiyoruz konuşmaya. Ne o anlatabiliyor derdini ne de ben söylüyorum denize hasretimi... Öyle alışmışmışım ki içimde büyüttüğüm yalnızlığıma. Yaşını sorsan benden daha büyük gösteriyor. Desene yaşını güzel yaşamış yalnızlık.Yinede seviyorum onu. Belki de yaşayacağım var. En azından kaybetmekten korkacağım bana ait bir şey oluşturma kaygısı. Yapılan hamleler hep "kale" oldu.Şükretmek lazımdı bazıları hep "piyon"du.Acılar insanı baştan tetikleyen bir tabanca gibi ayağa kaldıran. Kaldırıp da "Susma" diye fısıldayan. Ama yok içimden çığlık atarak susuyorum. "Susuyorum" İçimde o kadar güzelsin ki. Sana susuyorum. Vicdanım el vermeyecek eli dolu kafası boş yalnız gezmelere. Yüzümde hep tebessüm ederek gezeceğim bu sokakları soka...