BEBEK'TEN BABASINA
Yaşımı almama daha bir ay vardı baba. Seni bile daha yeni yeni tanıyordum ben. Nereden bilebilirdim ki bizi ayıracaklarını? Hiç aklıma gelmemişti… Gerçi daha aklım bile başımda değildi. Hem aklım başımda olsaydı eğer; en azından bir kere de olsa ‘baba’ derdim sana. O kadar sık ağlamazdım. Yorgun argın geçen günlerinin ardında bir de ben uykusuz bırakmazdım seni. Hiçbir şey yapamazsam “Oğlum” diye seslendiğinde dururdum öylece. Beni izleyebilmen için dururdum. Evlada doyulmaz derler ama en azından daha çok doy diye dururdum baba. Alıp beni bağrına bastığında hiç huysuzlanmazdım. Ama bende bunları sonradan öğrendim baba… Üzülme baba. Sakın üzülme… Nasip işi bu! Benden iyi biliyorsun. Dağlarda sen kovaladın onu ama annemle bana nasip etti Allah. Kalbin sakın burkulmasın baba. Kalpleri evirip çeviren uğruna oldu bu olanlar. O’nun rızası için olmasaydı benden bu kadar uzak kalır mıydın? O’nun rızası için olmasaydı, dayanabilir miydin? Ama biliyorum. Ne kadar üzülme de...