Gözlerim donuyor Parmak uçlarım uyuşuk, yazmam Konuşursam sesim titreyecek, aramam Anlatmak istemiyorum, konuşmak istemiyorum, hatırlamak istemiyorum Özlemek, bu duygu benlik değil Neden bu durgunluk bilmiyorum. Kendimi bulmak istediğim, Neden yıkıldığıma anlam veremediğim zamanlar ... Bu hissin müptelasıyım. Bu zindanlar bahçe bana, acıtmaz canımı Gül misali koklarken kanattı derim, avuturum kendimi. Alışkınım artık kandırmaya beni Gelecek diye inanmam Sadece kendime yenik düşerim Güvenmem deyip deyip silerim yanağımdaki yağmurları Sonuçta ben asla ağlamam ! Semanur COŞKUN (S.C.) 00.20 4 ARALIK CUMA 2020 EV
KIRILMIŞ BİR HAYAT
Her geçen gün biraz daha korkuyorum. Ya ben yanlış anlıyorsam… Kimseye de anlatamıyorum. Bunca soru işaretlerinin içinden nasıl çıkacağım ben? Yüreğime hükmeden bu korku sisini nasıl dağıtacağım? Üzerime çökmüş karanlık, ne ileri gidebiliyorum ne de geri. Keşke uzaklara, çok uzaklara gidebilsem! Tek başıma… -Kızım! Hadi servisin geldi. -Hemen geliyorum anne. Ne olur bana dua et? Gitmeyi hiç istemiyorum. Yine onu göreceğim diye çok endişeleniyorum. Annem iyice sinirlenmeden gitmeliyim. Akşam sana olanları anlatmak için çok sabırsızlanıyorum. Hoşça kal benim güzel defterim. -Hep böyle yapıyorsun Işık. Bu nasıl bir sorumsuzluk? - Yine ne yaptım anne? Geldim işte. - Bak bak! Dillerin çok uzadı senin? “Ne yapmış mış” hanım efendiye bak sen! Sen gelene kadar gitti okul servisin. -Bunda ne var ki anne. Babam ya da sen okula bırakırsınız beni. Sonuçta ikinizin de araba… - Demek sen ondan bu kadar rahat hareket ediyorsun. -Bırakamayız hanım efendi seni! İkimiz de işe yetişmek zor