Boks maçlarını oldum olası sevmezdim. Kız kardeşimin intiharından sonra, sanırım şiddete meyilim artmıştı. Kardeşimin ölümü değil, ölümüne sebep olan adamdandı bu. Demir’le tanışıklığımız, sevgili oluşumuz da bununla ilgiliydi biraz. Demir, vahşi hayvanlar gibi dövüşen oldukça çirkin bir adamdı. Bazen duyarız, dövüş sanatları gibi söylemleri... Dövüşmek sanat sayılıyordu madem, ben de her gece Beethoven’la sevişiyordum o zaman. Demirle aynı kaderi yaşamıştık aslında, ikimiz de yetiştirme yurdunda büyümüştük. O zamanlar tanışıklığımız yoktu tabi. Birkaç yaş büyüktü benden, ama yurdun efsanesiydi. Korkusundan kaçıp saklandığımız bakıcılar, Demir’i görünce yollarını değiştirirlermiş, duyardım. Herkesi milli sporcu olacağım diye kandırıp, yetimhane hayatı boyunca profesyonel dövüş eğitimi almıştı. Yurt hayatı kavgalarla geçmiş psikopatın tekiydi. Oradan çıktıktan sonra da kötü şöhreti ona karanlık bir çevre kazandırmıştı haliyl...