Kayıtlar

Nisan 30, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YIL'KIYAM

Resim
unuttum diyorum unuttum kulaklarımda çınlıyor sesi aynı ezgiye sarılıp yanıyorum tütünden sarma dumanın içinde ayanım duvardan kesik murçum döşü yaralı keskin bıçağım hazanın suçu yok ben mevsimini kaybetmiş yıl’kıyam unutma’k mümkün mü Sibel Karagöz

PİŞMAN OLDUK GİBİ

Resim
Göz kapağımızı araladığımız an başlıyordu zaman geri akmaya. Bir telaştır ki başlıyor, onca işi bir güne sığdırmanın, sonra o   günleri bir torbaya sıkıştırmanın.. Şikayetlerimiz vardı zamanın su gibi akmasına, günün çabucak sonlanmasına.. Hiçbir şey anlamadan yeniden başa sarıyordu serüven. Her sabah işimize, okulumuza, sevdiklerimize niyetle evlerimizden ayrılıyorduk. Aynı koşuşturma ile günü tamamlayıp güneş ile birlikte yuvalarımıza çekiliyorduk. Kendince rutin bir düzeni vardı işte herkesin. Dünyanın işleyişi bu yöndeydi elbet. Bir yerde okumuştum; Bu dünya da didinir, biriktirir göçersin. Ardına mirastır alın terin. Velhasıl bir şekilde kucaklaşarak, gülücüklerin en tatlısını muhabbetlerin en ballısını ederek dostlarımızla tamamlanıyorduk. Koca dünya bir köşeye sıkıştırdığı zaman derinden nefes aldığımız yüreklere sığınıyorduk. Ellerin kenetlendiği oyuklardan akıyordu huzur. Soba başı akşamlarıyla ısınıyordu yüreklerimiz. Hararet basar muhabbete çay da ortak

YALNIZLIĞIM

İşte şurada oturan yalnızlığım Yanında duran da unutamadığım İyi bak bu çerçeveye Koskoca bir ömür yatıyor akıp giden dertlerle Sen de seveceksin elbet zamanı gelince Hatta zamanı gelince,zamanla seveceksin Sakın üzme,kırma sevdiğini. Bir kere kırdın mı bir daha kıramazsın.. Çünkü kırdığının seni acıtacağını anlamışsındır Resim duvara asılı ama ben çerçevenin ipini boynumda hissediyorum,boğuluyorum boğuluyorum..                             Hüseyin Nur Demirkol 

SÜNGÜSÜZ KALDIM TANRIM

Resim
gün'aydını olmayan yarınlara doğdum bir göz açtım doğdu dediler allayıp pullayıp ezanlarla pışpışladılar annemin elinde eteğinde dünyayı tanıdım acımadı acıtmadı belki ana rahminin koruyucu zırhı vardı belki incinmeyen kalbim belki tanrının kutsanmışlığı büyüdüm zırhım düşmüş bir soğuk yel  işlemiş iliklerime iliklerime bir damla yaş dökülmüş boğulmuşum kendi yaş'ımda bir buz sarmış ciğerimin tam ortasını büyüdüm gün'aydını olmayan yarınların bir de bitmeyen geceleri var selalarla öldüğüm bitiremediğim gecelerin güneşin ay'ı var ay'ın güneşi ben hangisiyim zırhım düştü süngüsüz kaldım tanrım SİBEL KARAGÖZ

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

Herc-ü Merc

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK