Kayıtlar

Nisan 28, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgi neydi?

Sevgi neydi? Anlatılır bişey mi? Elini tutmak. Yanacağını bile bile. Ya da tutuyormuş gibi yapmak. Zoru görünce kaçmak. Kapılar da kalmak. Zamanı paylaşmak mı!? Anlık bir yaşantı. Kim bilir. Yüreğin penceresi Tam değil, yarım açık... Çünkü! İçindeki kelebekler, bir anda! Uçup gitmesinler diye. Öyle değil mi? Peki! Gözlerin buğulanmış. Neden? Belki de bana öğle geldi. Sahi, sevgi neydi? Canını verircesine tutulmak mı? Ay ve güneş gibi. Eğer onlar gibiyse tutulma, Sonunda, Kavuşmak yok!? Aynı gökyüzündeler. Ama Onların ki imkânsızlık. Tıpkı, Deniz ve gökyüzünün aşkı gibi. Sonsuzluk var. Sonu yok!

Tamamlanmayan

Zamanla! Elin ayağın buz kesilir. Belki de tutmaz. Bazen; elinden tutarsın. Bazen; eline düşersin. Bazen; el olursun. Bazen; el üstünde tutulan. Bazen; eski kafalı olursun. Bazen; kadere kafa tutan. Bazen; evdeki hesap çarşıya uymaz. Bazen; ezberin olur. Bazen; pes edersin. Bazen; pire için yorgan yakarsın. Bazen; posta koyarsın. Bazen; pusulanı şaşırırsın. Bazen; püsküllü belâ olursun. Bazen; zeytinyağı gibi üste çıkarsın. Bazen; zıvanadan... Bazen; yüreğini zincire vurursun. Bazen; her şeyi ziyan edersin. Bazen; uçan kuştan medet umarsın. Bazen; bir hikayeye başlangıç. Bazen; uzun lafın kısası olursun. Bazen; gitmenin adıdır, yabana kuvvet. Bazen; taş kesilir, bazen telaşa düşersin. Bazen; temel atarsın kalırcasına. Bazen; hayatı temize çekersin. Bazen; tepeden bakarsın. Bazen; kaynar sular dökülür başından. Bazen; tersin döner. Bazen; tez canlı olursun. Bazen; tımarhane kaçkını. Bazen; gözü tok, Bazen; tuzla buz olursun, kabuğuna çekilirsin. Bazen; kağı

BEN BİR KEZ DAHA

Resim
  kazananı olmayan bir savaştı bizimkisi bina aynı kapı pencere baca aynı biz başka başka sokakların çocuğu başka saksıların çiceği sen lüks gübrelerle vitaminlerlerle beslenirken ben annemim bitmiş yağ tenekelerinde ıspanak suyuyla ıslanmışım şimdi hangi pencerede yan yana açabiliriz ki çocuklar bile güler ağzı süt kokan çocuklar bile biz bir cümlenin ne başında ne sonunda ne devriğinde yan yana okunamayız harflerim düşer yerimi yadırgarım hecesi eksik doktor yazısı bir reçeteden öte gidemez hangi eczacı görse yanlış ilaçları tutuşturur elime ben bir kez daha ölürüm ben bir kez daha solarım ben bir kez daha lügatı bozar gelmişine geçmişine söverim... SİBEL KARAGÖZ

DÜŞLERİMDE GERİ GERİ YÜRÜDÜM

Resim
sokağımda tavan binamda baca penceremde saksı unuturum diye uykulara sığındım sığınmakta talepte kaldı sen orada da kelepçelere vurdun beni gözlerinin hapsinde geri geri yürüdüm yeniden bize can verir gibi önce gözlerin gözlerimin içi yaktı eridim eriyik ateşin içinden kaçak aşk çocukları peydahlandı hiç doğuramadığım adını koyamadığım kız ve oğlan oldum plasentayı yırtarak geri geri  koştum kızımla oğlumla aradım aradık içim ve içimin çıplak çocukları göğün mavisini aşka kanat çırpan kuş kanatlarımı gülen ağlayan narları cıvıl cıvıl akan hayatı düşlerimde geri geri yürüdüm gözlerinin hapsinde düş'tüm yar'ın altında kaldım içimin boşluğunda pencere açtım sokağın tavanına ne zaman düş'e düşsem ne zaman yar'ın altında kalsam pencerem sol'um kanadım sığınağım içim ve içimin çıplak çocukları SİBEL KARAGÖZ

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

Herc-ü Merc

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK