Kayıtlar

Nisan 26, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HASRET MATEMİ

Bu şehrin sokaklarından geçerken sevdiğim, Dökülen yapraklar önümde bitiyor Hatıra tazeliyorlar,gözüm doluyor.. Bulutlar kararıyor,ruhum daralıyor. Sana giden yollar gittikçe uzuyor Uzadıkça içimi kanatıyor.. Anılar onulmaz bir acı. Hasret denilen matem yüreğimde sönmez,kalıcı.. Bir bilsen ne kadar da sancılı Sensiz geçen bu günler kafamın içinde sürekli kaygılı..                Hüseyin Nur Demirkol 

BAZENLER

Resim
bitmek bilmeyen bazenler doğru kelimelerim görünmezlik hırkasını giyer saklanır arar arar bulamam bazen silinir hafızamdan sanki hayatın bir silgisi var ve hatırlamak istedikçe belleğim benimle oyun oynuyor oynadıkça silip duruyor bazen anlatamam anlatamadıkça sesimin harfleri içten içe kemirir durur susarım içime içime susarım sonra göğe bakarım kaybedişlerime inat göğe bakarım mavinin kucağına ellerim ayaklarım yüreğim söz dinlemez sesi harfleri söker alır içimden tutar beni anlatamadığım bazenlerden yüreğinin koynuna koyar... bazen bazenler çoğalır çoğalır benim seni göresim gelir göğe bakarım göğe yüreğim çok özledim bazenlerde kaybeder anlatamam ki SİBEL KARAGÖZ

Yaşamak

Her derdin bir çaresi olduğu gibi, Hayatın da kendi hesabı vardır. Biz ne kadar hesap yaparsak yapalım. Bir gün tükeneceğiz. Yürekler yorgun. Etrafımız boş kalabalıklar. Yola çıkanlar, Yolda kalanlar, Yolundan dönenler. Kalbi kırılmış. Canı yanmış. Geceden, güne kalan. Dünden bugüne. Bir hikâye. Bazen tebessüm. Bazen dudakta bir ıslık. Bazen bir sır. Bazen derin bir sessizlik... Çığlık çığlığa. Söylenmeyen söz, Dinlemeyen şarkı, Umudu çalınmış bir aşık. Söz vermişsin belki. Tutsan ne olur tutmasan ne? Aklından geçenlerin hepsi! Kimi kapının ardında, Kimi dışında kaldı... Giden birini geri döndürsen ne olur? Herşeyi eskiye döndürsen ne olur? Sevsen ne olur? Sevmesen ne? Ağlasan ne olur? Gözyaşlarını silecek olan sensin. Yüreğinin denizinde boğulmaktan kaçamayacaksın. Hadi şimdi sol elinle sağ elini tut. Ağla... Yaşa... Nasıl yaşanacaksa...

KIŞ

Resim
Emine Supçin’in 4. kitabı KIŞ, tüm toplumların ortak yarası, çocuk istismarını konu ediniyor. Kış’ı bu alanda yazılmış kitaplardan farklı kılan nokta, gerçek bir olaydan yola çıkmış olması. Kişiler ve kurumların isimleri elbette değiştirilmiş ama yaşanan olay düpedüz gerçek. Kitap çıkar çıkmaz okurların ilgisini çekmiş ve hem sosyal medya hem de basında gereken ilgiyi görmüştür. Kitabın resmi tanıtım sayfası aynen şu girişle başlıyor: “Saf kötülük, çocukları sever. Çünkü her ikisi de katışıksızdır. Biri net siyah, diğeri net beyaz. Üstelik ikisi birleşince gri çıkmaz ortaya. Kötülük ne kadar safsa, iyiliği o denli bozar… Ve onlar için umut, ıslak kibritten kıvılcım beklemek kadar cılızdır artık.” Yazar Emine Supçin, kitabından söz ederken, “Bu kitabı yazmasaydım, yazın hayatıma devam edemeyebilirdim,” diyor. “Çünkü çocuklarına sahip çıkamayan toplumların, bir geleceği olamaz diye düşünüyorum.” Kış’ın okurdan aldığı yorumların neredeyse hepsi aynı cümleyle başlıyor. “Hakikaten kış.

BİR RÜYA

Göründü uzaktan hayalin,gerçeğin arkasından Yakınlaştıkça belirginleşiyordu yalan halin Ve sonunda geldin.. Şaşkın bir ifade ile harap olmuş hâlime Sen ne hale gelmişsin böyle?diye tepki verdin.. Şu köhne hâle beni,getiren sendin ama ne fayda sen bunu göremezdin çünkü.. Gözlerin ile beraber farklı bir alemdeydin.. Her şeyi bir kenara bırakıp hâlâ sevdiğimi söyledim ve söyledin.. Beni tekrardan dünya denilen dehlize sürükledin Bir daha bırakmamak üzere ellerini verdin avuç içlerinden öptüm.. Her şey iyi güzel derken tuhaf bir sesle irkildim Ürkerek uyandım meğer rüyaymış bırakıp gitmem demelerin..                    Hüseyin Nur Demirkol   

UÇURTMAM HAYALLERE TAKILDI

Resim
her  gece her gece göğün mavisine içimin sisine hayaller düşer kırpıp kırpıp aya yıldızlara konar bir bir eklerim uçurtmama göğe dalarım sevdiğimi ararım hangi yıldızın ardında parlar bulamam sevdam gibi yananı koşarak çıktığım hayat merdivenlerinden uçurtmam dan hızlı düşerim sana istesem de yetişemem ki ben yaralı ,uçurtma kırık düşer kuyruksuz düş sonsuz mavimden içerim kanar cerahat zonklar yastığın solu batar sağıma dönerim ılgıt ılgıt yağar gürlerim yatağım düş kesiği yorganım mayın yastığım ölü kuş mezarlığı şimdi hangi kuşu kaldırıp umuda kanat vereyim kirpiklerim düşer gözlerin yerleşir hüznüm ağlar üstüm başım sevda kesiği ben eğreti bir gömlek kamburu çıkmış sığmam içimim odalarına bulamam kapıları isyan eder içimin kilit tutmaz duvarları bir bir yüzüme çarpar kör kapılarım kırılır yerle yeksan , masamdaki plastik çiçekler büyüttüğüm vazolar sert rüzgarlarla sazımın telleri vurur sevdaya kopuk kaybolmuş telli turnam, yerlere çak

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

Herc-ü Merc

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK