Kayıtlar

Eylül 26, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

UMURSAMAZ ADAM PART II

Yaklaştı yaklaştı... Kapı aralıklı idi,  içeriden kavga sesleri geliyordu. Kapıyı açmaya daha fazla cesaret edemedi, kulak ardı etti söylenilenleri içeride dört kişi vardı ve bu konuşmalar onun içindi. Yumruğunu sıktı, eli ile başını sıvazladı. Kapıyı açmak, onun hakkında söylenilenleri bir bir yüzlerine vurmak istiyordu. Lakin gücü yoktu artık ne kendini anlatmaya, ne de kendini yormaya... Susmuştu susmayı seçmişti, zaten kimse dinlemiyordu ki onu ağzını açsa  "Sus! kapa çeneni" diyorlardı.. Bahçeye geri döndü, eşikten dinledikleri ona yetmişti. Güzel yüreği bu olanları kaldıramıyordu, hazmedemedi... Kendine zarar vermekte buldu çareyi oturdu buz gibi taşın üzerine titretti esen rüzgar onu götürdü derin uzaklara ulaşılmaz apansız kıyılara... Düğmeleri kopmuş ceketi vardı üzerinde, bir de içini ısıtmaya çalışan yaralı elleri başkasına zarar veremiyor kendisini hırpalıyordu. Kesilmiş ellerinin izleri yetmiyormuş gibi üstüne aldı eline kütükdeki çakıyı ağladı ağladı yerdeki

YAPRAKLARIN SADAKATİ

Hiçbir bedendeki ruh kitaplar kadar sadık değildir ve hiçbir hareket bir kelimeden daha fazla huzur veremez. İşte bu yüzden kitaplarda kayboldum başka türlü beni bulup çıkararak bir güç yok en derinlerimden, ellerimden... Ve ağlamak yerine yazmayı tercih ettim çünkü göz yaşları acizlik, yazdıklarım ise kişiliğimi verdi bana... MELTEM KESKİN

SAAT

Saat kim bilir kaç Öğle vakti,hafif serinlik Başına buyruk dağ tepeleri Kar kabul etmez Fırtınalı denizler,dalga yok kıyısında. Saat Kaç ? Kim bilir? Şimdi biraz daha serin her yer Gölgeler Avlu,harman yeri Rüzgar güçleniyor daha da bir Beyhude dolanmaz yollarda Vardır bildiği Kımıldanma vakti İlkini özlemiş bir sonu baharın Öyle de güneşli.. Martılar... Vapurlar ;uğrak yerleri.. Denizden esmiş, geçmiş zamanlar Sular.. Sular; için için akar Dalgalanır,toprağa kapanır da Yine döner kendine Sular çeker ne çekerse Taşı döver döver de İnce ince şekillendirir Kendi kahrı ile taşa olur derrman Belki  taş da hak etmiştir. Derseniz su iyileşir mi Öyle engin ki Su.. Ah şu saat kaç oldu kim bilir Yok mudur haberiniz Oysa saatin ne önemi var Elbet bir gün bize de değer rüzgar.. FATMA HAFIZOĞLU

GÖL KUŞAĞI

Göl kenarında dinlenen çam Ne fısıldarsın çınarlara Neler görüp işittin doğanın bağrında Bir anlatsan ahvalini Dinlerim sabahlara akşamlara Mevsimlere,karlara değin... Döksen sularını Kurumuş toprağıma Göl Susma ,anlat Neler karıştı zerrelerine Kaç kez yansıttın Ay şavkını göğsünden Tenin kaç kez yandı Güneş'in sert bakışından Ben de sırlar veriridim sana 'Bir gelincik gördüm'derdim az ötede Titriyordu zerafetinden. Ama Bilirim utanırsın Anlatamazsın Yakınmazsın derdinden Hele ki duymayan yüreklere Hiç çağırmazsın türkülerini.. FATMA HAFIZOĞLU

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK

Herc-ü Merc