BEBEK'TEN BABASINA

Yaşımı almama daha bir ay vardı baba. Seni bile daha yeni yeni tanıyordum ben. Nereden bilebilirdim ki bizi ayıracaklarını? Hiç aklıma gelmemişti… Gerçi daha aklım bile başımda değildi. Hem aklım başımda olsaydı eğer; en azından bir kere de olsa ‘baba’ derdim sana.  O kadar sık ağlamazdım. Yorgun argın geçen günlerinin ardında bir de ben uykusuz bırakmazdım seni. Hiçbir şey yapamazsam “Oğlum” diye seslendiğinde dururdum öylece. Beni izleyebilmen için dururdum. Evlada doyulmaz derler ama en azından daha çok doy diye dururdum baba. Alıp beni bağrına bastığında hiç huysuzlanmazdım. Ama bende bunları sonradan öğrendim baba… 
Üzülme baba. Sakın üzülme… Nasip işi bu! Benden iyi biliyorsun. Dağlarda sen kovaladın onu ama annemle bana nasip etti Allah. Kalbin sakın burkulmasın baba. Kalpleri evirip çeviren uğruna oldu bu olanlar. O’nun rızası için olmasaydı benden bu kadar uzak kalır mıydın? O’nun rızası için olmasaydı, dayanabilir miydin? 
Ama biliyorum. Ne kadar üzülme dersem de üzüleceksin. Gündüzleri intikamımız için unutsan bile gecelerinde üzüleceksin. Daha dün annemin tebessümleriyle açılan kapı bir daha öyle açılmayacak. O kapıyı her gördüğünde gelecek bu aklına. Üstünü dahi değiştirmeden beşiğimin başına geldiğinde beni göremeyeceksin. Boğazın düğümlenecek, belki ağlamaya bile güç bulamayacaksın. Ama sen sahipsizlerin sahibine, dertlilerin dermanına sarıl baba.
Biliyorum insanlar beni hatırlamayacaklar. Hem tanımamışlardı ki. Ellerinde sadece ‘BEBEK’ yazan bir fotoğrafım vardı. Ama ben biliyorum sen hiç beni unutmayacaksın baba… Benimle geçirdiğin on bir aydan aylar çıkartacak, seneler ekleyeceksin. Hatırladığın bakışlarımdan manâlar bulacaksın. Belki kokum kalmıştır diye elbiselerime sarılacaksın. Ama asla yalnız olmayacaksın baba. Her inananın inandığına sığınacaksın. 
Unutmayan, zorda koymayan, kuluna kaldıramayacağı yük vermeyen benim de annemin de senin de Rabbi olan Allah’ımıza sığın baba. Kolay olmayacak, artık hiç eskisi gibi olmayacak. Biliyorum… Bir daha içinde benim ve annemin olduğu hayaller kuramayacaksın. Ama sen hayallerinden vazgeçme baba. Göz diktiğin manevi rütbelerde eşin de oğlun da artık yârenin olacak. Anlattığında anlayamadığım Hazreti Hamza’yı düşün baba. “Hazreti Ali Efendimiz gibi yiğit ol” dediğin o mübareği hatırla baba. Oğlu İbrahim’in hüznüyle göz yaşı döken iki cihan Efendimize salât getir. “Onlara bir musibet geldiğinde: 'Biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz' derler.” Ayetiyle yaşa baba…


YUSUF SAĞLAM




Yorumlar

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

Herc-ü Merc

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK