UMURSAMAZ ADAM

Yaklaştı yaklaştı...
Kapı aralıklı idi,  içeriden kavga sesleri geliyordu. Kapıyı açmaya daha fazla cesaret edemedi, kulak ardı etti söylenilenleri içeride dört kişi vardı ve bu konuşmalar onun içindi. Yumruğunu sıktı, eli ile başını sıvazladı. Kapıyı açmak, onun hakkında söylenilenleri bir bir yüzlerine vurmak istiyordu. Lakin gücü yoktu artık ne kendini anlatmaya, ne de kendini yormaya... Susmuştu susmayı seçmişti, zaten kimse dinlemiyordu ki onu ağzını açsa  "Sus! kapa çeneni" diyorlardı.. Bahçeye geri döndü, eşikten dinledikleri ona yetmişti. Güzel yüreği bu olanları kaldıramıyordu, hazmedemedi... Kendine zarar vermekte buldu çareyi oturdu bu gibi taşın üzerine titretti esen rüzgar onu götürdü derin uzaklara ulaşılmaz apansız kıyılara... Düğmeleri kopmuş ceketi vardı üzerinde, bir de içini ısıtmaya çalışan yaralı elleri başkasına zarar veremiyor kendisini hırpalıyordu. Kesilmiş ellerinin izleri yetmiyormuş gibi üstüne aldı eline kütükdeki çakıyı ağladı ağladı yerdeki karıncaları izledi bir an şükretti haline ne büyük lütuf ki dedi insan olarak yaratmış beni Allahü Teala...
Kendine zarar verdikçe aklına bu izlenim geliyordu. Kız çocuğuydu daha lise çağında gençliğe giden yolda neler gelmişti başına halbuki ...
Annesi babası ayrılmış, farklı şehirlerde oysa kalmış başka yaban ellerde dört duvar arasında mesken halde...
Çakıyı aldığı yere geri koydu. Karşı ki eve Ziya'lara doğru adım adım yürüdü,  çocukluk arkadaşı idi. Herşeyini bilen, en zor zamanlarında yanında olan, birlikte güldükleri hatta aynı sakızı bölüşüp çiğnedikleri, topraktan çamur yaptıkları, salıncak kavgaları ve uzun lafın kısası tatlı çocuksu kavgaları...
Ziya diye seslendi... Sesi duyan Ziya bir solukta hemen kapıya çıktı, Gelenin "Gülperi" olduğunu anladı. Başka kim böyle avazı çıktığı kadar bağıra bilirdi ki. Oydu...
Birlikte betona oturdular, bu sefer oyun yoktu. Gerçekti hayatları acısını yüzlerine vura vura nemlendiriyordu ruhlarını,  "Gülperi"  içini döktükçe hafifliyordu. Boşalıyordu biraz da olsa derti, kederi Ziya ona iyi geliyordu, yaraları kabuk bağlamadan iyileştiriyordu. Ağladı ağladı dayanamadı yine sildi Ziya gözyaşlarını, avuçları arasında tuttu.. Kıymetli onlar onun için yere damlamalarına müsaade etmedi. Ailesi ayrıldıktan sonra "Gülperi" yi istememişlerdi. İkisinin de ruhsal durumları iyi olmadığı için "Gülperi" yi başka bir aileye vermişlerdi. Kaderin işine bak.  O aile ise "Gülperi" nin hiç tanımadığı, bilmediği amcasının hasımı idi.
Devamı gelecektir...

HİKAYE YAZARI

NAZLI KÜBRA ÇEVİK

Yorumlar

TEŞEKÜRLER...

Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

İMZALI YAZILARDAKİ GÖRÜŞLER YAZARLARINA AİTTİR...

YAZARLARDAN OKU...

Daha fazla göster

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

BİZİ TAKİP EDİN...

ÇOK OKUNANLAR

KIRILMIŞ BİR HAYAT

ASIM'IN NESLINDEN VATAN GÜNEŞİNE

GÜRÜLTÜLÜ SESSİZLİK

YAŞLI ANADAN BEŞ OĞLUNA MEKTUP

BİR GÜN

ANLAMAKSA ŞİİRİ

HER ŞEYDE "SEN" VARSIN

Herc-ü Merc

EDEBİYAT VE SANATTA YERLİLİK VE MİLLİLİK