Yazılarınızı blogumuzda paylaşmanız için bizimle iletişime geçmeniz yeterli olacaktır. Mail adresimiz kunyeonline@gmail.com
...
Yazılarımızı daha çok kişiye ulaştırarak kaleme vefamızı ifade edelim.
KELEBEK ÖMRÜM
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Kelebek gibi bir günlük olmasın aşkımız Sigara gibi bir nefeslik hiç değil Umut dolu, aşk dolu geçsin günlerim Bilesin seni sonsuza dek beklerim…
Şubat 1991
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Yorumlar
TEŞEKÜRLER...
Yazılarımızı sosyal mecralarda paylaşarak göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz...
Köylerden şehirlere hızlı göçün başlamasıyla beraber bazı değerlerimizi de yavaş yavaş kaybetmeye başladık. Bunlardan biri de yaşlı ana babalarımızla olan ilişkilerimizdir. Yapılan işlerde samimiyet çok önemlidir. Siz bir işi samimi yaparsanız bugün olmazsa yarın müşterisi mutlaka bulunur. Bu bağlamda 2009 yılında hayatın içinden gördüklerimi, duyduklarımı harmanlayıp kaleme aldığım aşağıdaki şiirimi sosyal medya ile paylaşınca hiç tahmin etmediğim, beklemediğim şekilde rağbet gördü. Takip edebildiğim kadarıyla; Kanal 7 ‘de İkbal Gürpınar Hanım, Atv ‘de Nursel İdiz Hanım, Kanal A’da Yusuf Kavaklı Hocam, Ramazan etkinliğinde Çorum Aksemseddin Camii bahçesinde, Şiir gecesinde Sinop eski Valisi, Bayram namazı vaazında Kastamonu Müftüsü, Cuma vaazında Konya - Akşehir Ulucami imamı, Kayseri, Sakarya ve birçok ilimizde mahalli gazetelerde makale olarak, sosyal medya da özellikle köylerin sitelerinde sayısız yayımlandı. İl Müftü yardımcısı değerli dostum Adnan Zeki Bıyık ve daha farklı
Her geçen gün biraz daha korkuyorum. Ya ben yanlış anlıyorsam… Kimseye de anlatamıyorum. Bunca soru işaretlerinin içinden nasıl çıkacağım ben? Yüreğime hükmeden bu korku sisini nasıl dağıtacağım? Üzerime çökmüş karanlık, ne ileri gidebiliyorum ne de geri. Keşke uzaklara, çok uzaklara gidebilsem! Tek başıma… -Kızım! Hadi servisin geldi. -Hemen geliyorum anne. Ne olur bana dua et? Gitmeyi hiç istemiyorum. Yine onu göreceğim diye çok endişeleniyorum. Annem iyice sinirlenmeden gitmeliyim. Akşam sana olanları anlatmak için çok sabırsızlanıyorum. Hoşça kal benim güzel defterim. -Hep böyle yapıyorsun Işık. Bu nasıl bir sorumsuzluk? - Yine ne yaptım anne? Geldim işte. - Bak bak! Dillerin çok uzadı senin? “Ne yapmış mış” hanım efendiye bak sen! Sen gelene kadar gitti okul servisin. -Bunda ne var ki anne. Babam ya da sen okula bırakırsınız beni. Sonuçta ikinizin de araba… - Demek sen ondan bu kadar rahat hareket ediyorsun. -Bırakamayız hanım efendi seni! İkimiz de işe yetişmek zor
Asım’ın Neslinden Vatan Güneşine -Mehmet Akif Ersoy Anısına- Gül bahçelerinden güller, en güzel papatyalardan papatyalar göndererek temiz,berrak,saf duygularımla ve size sonsuz saygılarımı sunarak başlamak istiyorum yarım kalmış cümlelerime. Bu mektubu henüz daha yeni yerleştiğim sessiz, sakin ve güvenli bir şehirden yazıyorum. Hep derdi büyüklerim geçmişe geçmiş dersek geçmiş mi olur diye ? Olmazmış ! Geçmiş geçmişte kalmazmış kalamazmış. Ben bu mektubu geçmişini unutmayan yaptıklarınızla daima gurur duyan adınızı her duyduğumda ‘’Adınla geldin’’ ‘’Adınla gideceksin ‘’ sözlerini kullanmış belki de asıl yaşamayı sizden öğrenmem, sizin hayatınızı örnek almam gerektiğini bilen 21 yaşında üniversiteli bir genç olarak yazıyorum. Azizim, öncelikle size sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Çünkü siz bizi biz yapan değerleri ortaya koyan insansınız. Belki de insan olduğumuzun farkında vardıransınız. Sizin varlığınız tüm cihana yayılmış her bir yerden vatan aşkıyla yanan insan deniliyo
Severim gecenin bağıran sessizliğini. Seni sana bırakır bu gürültülü sessizliğin içinde. Sabahın gürültü yalnızlığı yok olur gecede. Sonbaharın ortasında güneşin haykırışı kaybolur. Ağaçlardan düşen yaprakların hüznü yok olur. İnleyen ışık kaybolur gecenin en sesli sessizliğinde. Kalırsın sonbahar gecelerinde ki huzurla başbaşa. Sen onu dinlersin o seni. Kimse anlamaz onun seni anladığı gibi. İçindeki her hüznün rengini alıp hemen kendi rengine katar. Ne hüznünü yakar ne de hüznüne hüzün katar. Öylece dinler seni. Düşen yaprakları arasına usulca bırakır yalnızlığını. Bak yalnız değilsin der gibi rüzgarı çarpıp kaçar suratıma. Seni kahkahalara boğmaz belki, ama yüzündeki tebessümün sebebi olan bir Sonbahar bırakır ardında.. SEMA ALTINAY Posted via Blogaway
Bir gün arasan beni, Gelmediğin yerde... 'Ben orda değilim'. Bir gün gülersin, Bütün yaşadıklarımıza; Ben yokum, tatlı bir hatıra... Bir gün hüzünlenirsin, Sana kızdığımı sayarsın; Küsersin, Gelirim diye gidersin. - Gitme! Ben yokum... Bir gün özlersin, Sonra benim olmadığım yerde Üzülürsün -belki- Koşarsın 'ben yokum' Bir gün bakarsın, Islanmış ellerin Rüyanda saçlarımı okşamışsın... Çamurdan boyanır ellerin. Bir gün bakarsın çamurdandır bedenim, Olmadığın gecelerde yağmur düşmüş. Yoğurmuşsun hayallerinle, Oysaki ellerin mezarımın üstünde... Ben sonsuz yerdeyim... Bir gün uyandıktan sonra, Gün ağarmış olur, Sen ölüm haberimi almış olursun. HASAN AKBAL
Akıllara girmek gerekir, Şiiri Herkes anlamak istiyor... Önce temiz kalın, Tertemiz olmalı akıl, Kinden, hasetten ayrı... Ruhunuzu bırakın, Ritminde oyalanmadan kalbin. Bilip bilmeden kalbinizde Öldürmeyin insanları... Sonra elleriniz, Kan kokuyor; O yüzden Çok sevilmiyor, Yemekleriniz... HASAN AKBAL
Küreselleşen dünyada, kendisini çağın haz ve hız girdabına kaptıran insanlık, maalesef bir kimliksizleşme sorununu yaşamaktadır. Sınır tanımayan sanal âlemin medyunu olduğu teknolojik gelişim, dünyanın bir ucunu diğer ucuna anında getirmesi özentileri de beraberinde getirmiştir. İnsanlık; kendi öz kimliğine ve kültürüne mugayir bir biçimde değişim yaşamaktadır. Bu değişim çok dar bir iki alan dışında maalesef hiçte istenilen bir değişim değildir. İnsanlar kendi coğrafyalarında oturup bir diğer coğrafyanın şekline, şemailine bürünerek maalesef asimile olmaktadır. Toplumlar ileri olmanın ölçüsünü, bir diğer ifade ile muasır medeniyetler seviyesini sadece teknolojik gelişmeler ile ölçmektedir. Oysa bu teknolojiler insanlığa ne kattı, ondan neler götürdü hiç düşünen yok. Örneğin aydınlanma işi dün çıra ile, gaz lambası ile yapılırken bu gün son teknoloji ürünlerle sağlanmış olması gözümüzde büyütülüyorken geçmişteki insanların da karanlıkta oturmadığını göz ardı edebiliyoruz.
Kadir Bulut - He rcüme rc Ruhum mezarlığa beden vasiyetinde Âzâd olsun can,beden hapsinden Karanlığa gark olsada yazgım Hala gölgede güneş yetiştirmekte Virâneye baykuş ,gülistana bülbül yakışır Baykuş sesli bülbüller içimde dolaşır . Gülistan çehrene kurulsa gözlerimin tahtı Göz kapaklarımı dahi bu tahta ağyar sayarım. Düşsem hasretinin minnet terazisine Varlığının mihnetinden ağır gelemem Her bir âh ile bir ömürlük yol katetsem Bin âh'ın, bir meşakkat sayılır demezler Ben refah gökyüzülü masivada Kanatsız kalmış bir kuşum. Yüzümün buruşukluğu gerilmiş bir yay Gözyaşlarımın arasında tebessüm ok'um. İnsan, âli âlem ;âlem, cüz'i insansa Bu sineyi ne diye herc-ü merc eder gam Sanki, dünya yaşım da yaşamakta; Ben,dört buçuk milyar yaşın yorgunluğundayım Siyah ve beyaz taraflı baht aynası Suretimi hep, siyah yüzünde astırır Suyun seyri hiç vasıl olmaz köküme Yazgımda balta,baharla aynı hükümde Akıl aynası,karanlıkta zahire kâfi değil Ey gönü
Bir sonbahar günü, solmuş yaprakların arasında arıyordum seni. Keşke tek tek her yaprakla seni çekiştirsem. Bana hep seni anlatsalar. Her baktığım yerde öylece seni hatırlasam. Her güzelliğini en ince ayrıntısına kadar öğrensem. Sonbahar güneşi altında seni yüreğime işlerken, tabiatın umudu üzerime sinse. Seni görebilmenin umudunu işte... Bir gün belki bize biçtiğin bu kader yolunun sonunda seni görebilmenin umudu ısıtsa üşüyen ellerimi. Şöyle bir içten keşke diyerek oturdum yaprağını dökmüş ağacın altına. Seni ararken topladığım yaprakları usulca kenarı bırakıp kapattım gözlerimi. Bacaklarımı uzatmış, umudunla ısınmış ellerimi birbirine kilitlemiş, başımı geriye doğru yaslamıştım. Bir masala daldım o an da. Seni iliklerime kadar hissettiğim bu masal da sadece güzel şeyler olsun istiyordum. Her tarafı sarı sarı yapraklarla kaplı küçük bir bahçe olsun. Üzerimde beyazdan bir elbise. Bahçenin ortasında küçücük bir köprü. Merakla baksam köprünün diğer tarafına. Solmu
Yorumlar
Yorum Gönder