Kar, Şarap ve Tarçın Kokusu
- "...savaşmak gerekiyor!"
- "...çok sevmekle olmuyor bu işler"
- "...söyle sevmen için senin gibi mi olmalıyım"
- "...insan birine bir kere geç kalır"
- "...yorulmam"
- "... sen Zeki Müren sever misin?"
Gül sürün yüzüme, bağrıma kar getirin. Sökün şu kırık kaldırım taşlarını, bana bir fincan çay verin.
"ekmeğimin tuzu yok" derdi annem, tuzsuz ekmeğim olduğunu öğrendim.
"Aylar nasıl da geçiyor zaman hiç geçmezken?" , öğrendim.
Her şeyin kıyısındaydım sanki. Her şeyi yakıp yıkacak bir gücü bastırıyordum içimde, bunun gücüne direnmeyi öğrendim.
Tek yapabildiği buydu, dersiniz. Ne yaparsam yapayım insana yaranılmaz, bunu öğrendim.
Derken, birdenbire onlarca güvercin havalanıverdi söğüt dalından...
"Bazen o kadar yoruluyorum ki çekip gitmek istiyorum", gidecek kimsem olmadığını öğrendim. Gidecek bir yerim de yoktu üstelik!
hani türkü de diyor ya "doldur tüfeğini beni yarala" o kurşundan kan sızar, can çıkar lakin aşk ölmez, bunu öğrendim.
kendime şefkat vermeyi, öğrendim. Ve en çok da bu incitti kalbimi. Kendine şefkat verecek kadar.. anlıyorsun ya? Anlaşılmamaktan yoruldum.
Usta diyor ya hani
"Yorgunum, biraz da kırgın" ...
kavanoz dibinde unutulmuş kahve gibi hissediyorum kendimi..
elimden başka hiçbir şey gelmiyor!
- "...çok sevmekle olmuyor bu işler"
- "...söyle sevmen için senin gibi mi olmalıyım"
- "...insan birine bir kere geç kalır"
- "...yorulmam"
- "... sen Zeki Müren sever misin?"
Gül sürün yüzüme, bağrıma kar getirin. Sökün şu kırık kaldırım taşlarını, bana bir fincan çay verin.
"ekmeğimin tuzu yok" derdi annem, tuzsuz ekmeğim olduğunu öğrendim.
"Aylar nasıl da geçiyor zaman hiç geçmezken?" , öğrendim.
Her şeyin kıyısındaydım sanki. Her şeyi yakıp yıkacak bir gücü bastırıyordum içimde, bunun gücüne direnmeyi öğrendim.
Tek yapabildiği buydu, dersiniz. Ne yaparsam yapayım insana yaranılmaz, bunu öğrendim.
Derken, birdenbire onlarca güvercin havalanıverdi söğüt dalından...
"Bazen o kadar yoruluyorum ki çekip gitmek istiyorum", gidecek kimsem olmadığını öğrendim. Gidecek bir yerim de yoktu üstelik!
hani türkü de diyor ya "doldur tüfeğini beni yarala" o kurşundan kan sızar, can çıkar lakin aşk ölmez, bunu öğrendim.
kendime şefkat vermeyi, öğrendim. Ve en çok da bu incitti kalbimi. Kendine şefkat verecek kadar.. anlıyorsun ya? Anlaşılmamaktan yoruldum.
Usta diyor ya hani
"Yorgunum, biraz da kırgın" ...
kavanoz dibinde unutulmuş kahve gibi hissediyorum kendimi..
elimden başka hiçbir şey gelmiyor!
Yorumlar
Yorum Gönder